Salı, Kasım 29, 2005

bir avuc kivilcim

yalova'dayken biz, denizin karsi kiyisinda gorunen istanbul isiklari 'tatilya'ydi o zaman minicik olan erkek kardesimce. hic gitmemis oldugu tatilya boyle canlaniyor olmaliydi kafasinda.
sonra biz tatilya'nin gobegine geldik. isiklarin buyusune biraktik kendimizi camlica'nin serin aksamlarinda. pencerenin onunde gecen guz gunlerimiz oldu ve o isiklar 'kivilcim serpmissin gibi'ye donustu dedemin dillenen dimaginda.

sonra ulfetle gelen siradanlasmanin kacinilmazliginda gormez oldu gozlerimiz isiklari; bir avuc kivilcim yakmaz oldu ayalarimizi. serpemedik, serpmedik, alev degil ama lem'a, ziya yayan, kah amber kah gul kokan, pur atesiyle huzur veren kivilcimlarimizi. futursuzca salamadik uzaklardaki bicarelere yildizlarini yeryuzunun. icimize donduk, icimize dondukce karardik, aydinlanamadik.
--

diyecegim o ki, her guzel sey bir zaman sonra peyda olan ulfet ile aleladelesiyor. alismak denen sey bazen bir insanin yoklugunun acisini icimizde kullendirip hur kilarken bizi, bazen en harikulade imkanlarimiza âmâ kilip gozumuzun onundeki saadetten fersah fersah irak ediyor bizi.

1 Comments:

Blogger mitch said...

dear nel,

Haha you got me. You've just had a free look at my life. I'm sorta embarassed but i'm glad you enjoyed reading. Nice to know people get connected this way. Too bad yours is in turkish though. So this is goodbye. Have a good rest of your life :)

peace out :)

Aralık 03, 2005 11:53 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home