Perşembe, Haziran 22, 2006

yasamak guzel sahiden

"Sabır boyun eğmek değildir, sabır mücadele etmektir." [kurtlar vadisi ırak'tan]
--

neler oldu?

mevsimleri saymaktan yorgun dustugumuz icin hangi mevsimdeyiz bilmiyoruz. bildigimiz su ki, yilin bu doneminde cevremizde gozlerini kismis, burnunu eksitmis, zaman zaman dort parmagiyla alninda biriken terleri silen huzursuz ve somurtkan insanlar goruluyor. bunlarin marmara universitesi yahut capitol gibi islek otobus duraklarinda beklemekte olup, ufukta beliren her hasmetli yesil otobusu goruste yuregi hop edenlerine ise ayri bir muhabbet ve sefkat besliyoruz. "okullarin da tatil olmasiyla sehir bosaldi, istanbul tatile cikti peh peh" diyenlere "hıı biz de terk edelim de sehir onlara mi kalsin, zaten istedikleri bu!" diye karsilik verip hayata kaldigi yerden devam ediyoruz ;o)

okullar tatil oldu, sahi. ilk firsatta final yorgunu (ve muzafferi) biricik yoldasim büşra'yla, vaktiyle sinasi ve neriman'in el ele dolastigi meshur sokagi gormeye gittik. tarihimizin bu essiz mekanindan cok etkilendik, hatira fotograflari cektik, bir dokunakli yazi da yazdik ama yayinlamaya kiyamadik, olsun.

yegenlerimize teyzelerinin etinin kemiginin de oldugunu bildirecek/hatirlatacak bir guzellik yapip onlari yasadiklari ulkede gorme dusuncemiz, onlarin "hahayt once biz geliyoruz" surprizleriyle yerini eteklerimize zil caldiran bir bekleyise birakti. o arada abimiz ingiltere'ye gidiyormus, dunya kupasini kimin alacagi zaten belliymis, tum bu maclar "danisikli dovus"mus falan, bunlar da ara karistiran eglenceli gundem malzemeleri oldu.

neler ogrendik -ki ogrenmenin sonu yoktur-?
bir annenin (benim annem degil) kizina "taktigin mucevher senden once gorunmesin" diye nasihatte bulundugunu, bir modaciya gore, "kadinin evden cikarken son kez aynaya baktiginda 'daha baska ustume ne takabilirim' diye degil, 'ne cikarabilirim' diye dusunmesi gerektigini" ogrendik, cok hak verdik, pek hosumuza gitti; burdan da 'bir eyleminin dogrulugu onay gorunce insanoglu keyfe gelir" neticesine vardik.
--

imdi, "sizin yuzunuzden biz rapor ediliyoruz" veya "basini ortmeyen musluman degil mi" deme seviyesini asamamis kafalarla yuzlesip aydinlik gelecegimize ucurtmalar ucurmaya calismak, yani 2006 yaz doneminde "bogazicili" olmak nasil bir sey diyenler duysun: valla belem [lokum] gibi, [muhallebi] gibi bi sey.

3 Comments:

Anonymous Adsız said...

tesadüfe bak=) bende bayadır uğrayamadım buraya.bayadır dediğimde 1gün falan oldu galiba ya.:)
şu öpönemli!!iletişim kaynaKı!! değerli! msn messenger'de bende heyecana gelip dedimki..:
-ben istersem boğaziçini kazanırım!buna inanan titreşim atsın.yok kazanamazsın dersen göz kırpmalarından birini gönder.-
dedim :) Şuanda 11 kişi kazanırsın dedi.2 kişi kazanamazsın dedi P:
Millet hayalen mi cevap veriyor nedir =)Neyse bu konuya girmek istemiyorum şimdilik...

Haziran 23, 2006 4:57 ÖS  
Blogger NeLLy said...

Ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktir

Okumaktan ma'ni ne kisi Hakk'i bilmektir
Cun okudun bilmezsin ha bir kuru emektir

Okudum bildim deme cok taat kildim deme
Eri Hak bilmez isen abes yere yelmektir

Dort kitabin ma'nisi tamamdir bir elifte
Sen elif dersin hoca ma'nisi ne demektir

Yunus Emre der hoca gerekse var bin hacca
Hepisinden iyice bir gonule girmektir

[Yunus Emre]

Haziran 25, 2006 12:12 ÖS  
Blogger jonquille said...

merhaba,
bir üstte girdiğin blogtaki kolajda en üstte sağdan ikinci karedeki animenin ismini söyleyebilir misin?
yarım yamalak izlememe rağmen çk sevdiğim bi animeydi.

bir de boğaziçi'nde bahsettiğin şeyi kim söyledi merak ettim doğrusu. güvenliklerin lafıysa ciddiye alacak bi şey yok demektir :)

Haziran 26, 2006 5:32 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home