evrende bi sen, bi ben, bi de..
bizim evde bazi replikler vardir bizimle butunlesen. ordan-burdan aklimizda yer eden, genelde gulmemize bahane olan seyler.
"sen daha yatmadin mi yer elmasi" vardir mesela (surahi hanim'dan). gecenin koru kalkip da birini uyanik goren boyle der.
ya da birisi birisinden bisi istiyor, o alakasiz bi konuda konusmaya devam ediyorsa "beni ovme bana para ver para" (vizontele) diyerek konuya mudahale eder.
"uckagitci inek" (karate kamil'den -fistik.com-) vardir ki turklerin sevdikleri insanlara kufurle hitap etme ozelliginin ailemizdeki tezahuru olarak sayilabilir. mesela abim disari gidecek, bana acil kontor gerekiyor, alip cabuk gel diyorum. biraz sonra sms geliyor, 100 kontor yuklenmistir diye. ben boyle yapilabildigini bilmiyordum. "uckagitci inek nasil yaptin onu?! super oldu cok tesekkur ederim!!! :*" diye mesaj atiyorum en bedavasindan :)
bizim modem sorunlu biraz. telefonla konusurken ses kalitesi baya dusuyor, telefon calinca modem kablosunu cikariyorum mumkunse. az once kardesimden diger bilgisayardan aldim kabloyu, baglandim tam, ki isim var gucum var, bes dk bi mail neyim yazayim diyorum, telefon caldi! "hay Allahim yarabbim" dedim. kardesim, "maceran bitti abla" ("maceran bitti horoz" karate kamil'den). oldum gulmekten.
bi de dun gece ben falanist (sw)'in yazdigi gunluk gibi seyin eski yillarini okumaya dalmistim, kardesim geldi beraber okuduk. bazi seyler var Allahim oluyoruz gulmekten. gecenin bi vakti. annemler yan odada. boyle sekilden sekle falan girdik. abim aklima geldi. hep onla yapardik bunu. ama bi sey falan okumaz kendimiz konusurduk. kendi kendimize nasil katilirdik yarabbim. abim diye soylemiyorum, cok manyaktir. ve simdi o uzaklardayken dusunuyorum da insanlari birbirine yakinlastiran en onemli etkenlerden bi tanesi gulmek. birlikte gulmek. ayni seye gulmek. belki sirf o guldugu icin gulmek. sevdigimiz insanlarla gulmeyi severiz. belki de dostoyevski'nin deyimiyle gulmesini sevdigimiz insanlari severiz.
simdi burdan hareketle turkcell'in "gece kusu" reklamindan soz etmek istiyorum. bu reklami guvenilirliginden suphe icinde oldugum bir siteden indirinceye kadar izlememistim ama anlatmislardi. ozetle cocuk (erkisi) kizla evrende ikisi ve dayisinin yalniz olmalari hayalini paylasiyor, hatun kisi (salako) "dayin niye" diyor, o da "dayim cok matrak adamdir, oldurur bizi gulmekten" diyor ve kiz bozulup kapatiyor telefonu. bana anlatanlar da bunu komik bulduklari icin anlattilar. yahu dusunun, ne kadar romantik bi tekliftir bu. birlikte gulme teklifi. matrak bi adam, ikisini gulduruyor. baska kimseler yok ve ikisi kopuyorlar gulmekten. ben daha romantik bir tasvir dusunemiyorum. (bu noktada romantiklik adina siir yazmak/okumak uzerine de bisi diyesim geliyor da bozmiyim havami diyorum)
oyle yani.
bol guluslu gunler.
"sen daha yatmadin mi yer elmasi" vardir mesela (surahi hanim'dan). gecenin koru kalkip da birini uyanik goren boyle der.
ya da birisi birisinden bisi istiyor, o alakasiz bi konuda konusmaya devam ediyorsa "beni ovme bana para ver para" (vizontele) diyerek konuya mudahale eder.
"uckagitci inek" (karate kamil'den -fistik.com-) vardir ki turklerin sevdikleri insanlara kufurle hitap etme ozelliginin ailemizdeki tezahuru olarak sayilabilir. mesela abim disari gidecek, bana acil kontor gerekiyor, alip cabuk gel diyorum. biraz sonra sms geliyor, 100 kontor yuklenmistir diye. ben boyle yapilabildigini bilmiyordum. "uckagitci inek nasil yaptin onu?! super oldu cok tesekkur ederim!!! :*" diye mesaj atiyorum en bedavasindan :)
bizim modem sorunlu biraz. telefonla konusurken ses kalitesi baya dusuyor, telefon calinca modem kablosunu cikariyorum mumkunse. az once kardesimden diger bilgisayardan aldim kabloyu, baglandim tam, ki isim var gucum var, bes dk bi mail neyim yazayim diyorum, telefon caldi! "hay Allahim yarabbim" dedim. kardesim, "maceran bitti abla" ("maceran bitti horoz" karate kamil'den). oldum gulmekten.
bi de dun gece ben falanist (sw)'in yazdigi gunluk gibi seyin eski yillarini okumaya dalmistim, kardesim geldi beraber okuduk. bazi seyler var Allahim oluyoruz gulmekten. gecenin bi vakti. annemler yan odada. boyle sekilden sekle falan girdik. abim aklima geldi. hep onla yapardik bunu. ama bi sey falan okumaz kendimiz konusurduk. kendi kendimize nasil katilirdik yarabbim. abim diye soylemiyorum, cok manyaktir. ve simdi o uzaklardayken dusunuyorum da insanlari birbirine yakinlastiran en onemli etkenlerden bi tanesi gulmek. birlikte gulmek. ayni seye gulmek. belki sirf o guldugu icin gulmek. sevdigimiz insanlarla gulmeyi severiz. belki de dostoyevski'nin deyimiyle gulmesini sevdigimiz insanlari severiz.
simdi burdan hareketle turkcell'in "gece kusu" reklamindan soz etmek istiyorum. bu reklami guvenilirliginden suphe icinde oldugum bir siteden indirinceye kadar izlememistim ama anlatmislardi. ozetle cocuk (erkisi) kizla evrende ikisi ve dayisinin yalniz olmalari hayalini paylasiyor, hatun kisi (salako) "dayin niye" diyor, o da "dayim cok matrak adamdir, oldurur bizi gulmekten" diyor ve kiz bozulup kapatiyor telefonu. bana anlatanlar da bunu komik bulduklari icin anlattilar. yahu dusunun, ne kadar romantik bi tekliftir bu. birlikte gulme teklifi. matrak bi adam, ikisini gulduruyor. baska kimseler yok ve ikisi kopuyorlar gulmekten. ben daha romantik bir tasvir dusunemiyorum. (bu noktada romantiklik adina siir yazmak/okumak uzerine de bisi diyesim geliyor da bozmiyim havami diyorum)
oyle yani.
bol guluslu gunler.
13 Comments:
Ben de arkadaşlarımla aynı şeyler hakkında gülebilmeliyim, insan arkadaşlarını az çok buna göre de seçer bence. Bu arada Allah muhabbetinizi arttırsın.
Konuyu bağlamak için güleyim bari :)))))
bence beraber aglamak insanları daha cok baglar birbirine. bir de beraber gulup beraber aglayabildigin insanlar vardır ki; onlara, beraber aglayabildigin icin mi yoksa beraber guldugun daha cok baglanirsin bilemessin. zaten bunu dusunmessin de. ne guzel dersin, ne cok seviyorum sizi. keske hep yanimda olsaniz...
konu ile alakasız bir dilek : bu parlak renkler gozumu cok yoruyor. daha az fosforlu olsalar.
aslında sana burdan da mail yaziyor gibi olabilirim nel. nası olsa burayı senden benden baska kimse gormuycek. sen de tutup yayinlamassin herhalde :) yoksa yayınlar mısın.
beraber aglamak'i hayal edemiyorum. heralde baya komik bi sey olur. iki kisi evrende, agliyor.. bilemiycem.
iyi fikir quentin. benim hep aklima geliyordu bu. ilk dile getiren sen oldun. yazabilirsin elbette, yayinlamam.
fosforlu renkler bi sey degil, sondaki linkteki karta baktiysan orda calan sarki dolandi benim dilime, sabahtan beri tum mahvolmusluguma ragmen icimden onu soyluyordum. daha kotusu olamazdi.
merhaba..insan herşeye gülebilse keşke..benim de bi dostum vardı herşeye gülerdik hatta çok gülerdik ağlayana kadar.adı da güler'di...sonra da ağlardık beraber..şimdi ne beraber gülebiliyoruz ne de beraber ağlayabiliyoruz..sanırım artık sıkı dost değiliz ve ben şimdi hep yalnız ağlıyorum hiç gülmeden..
Bu yazı çok güzel.Fakat ben falanist(sw) dediğiniz şahsın blogunu bulamadım.Buraya yazabilirsen sevinirim(gecenin bi vakti ben de gülmek istedim de).Bu arada karate kamil'i de sayenizde tanıdım.Çook teşekkür ederim.İyi günler
galiba onceki yazıda linki vardı, o yuzden yeniden yazmamısım ama onceki yazıyı da silmiş olmalıyım:)
falanist surada: http://www.geocities.com/falanist/ordek.htm
rica ederim, size de iyi gunler.
bugün, 17 temmuz 2007 salı, saat 12:45'te google'dan falanist diye arama yaptırasım geldi. benim nikimi başka kullanan var mı diye. oradan bu blogta yazan "falanist (sw)" yazıyı buldum. sw de ben oluyorum bu arada :) merak ettiğim, benim bile unuttuğum günlüğü kim okumuş ki ya :)herkes blog açtıktan sonra yazmayı istememişti canım daha fazla. şimdi tekrardan yazsam mı diye düşünmeye başladım... her neyse... sonunu nasıl bağlıycam? neyse böyle bağsız kalsın.
kimsenin blogu olmadıgı bir zamanda yazdıgın onlayn günlük güzelmiş.
buraya yeniden bakarsan göresin diye yazdım ben de bunu. bagsız kalmasın bir selamla bağlayalım.
sen de bırakmışsın galiba blog'a yazmayı. en son ikibinaltı'nın sonlarında kalmış gibi?
evet öyle. yorum bile yazmıyorum aslında ama emailini vermemişsin diye böyle. (aslında var bende adresin deyip bir de korku salayım ;p)
demek ki bloglar zamanla yazılmayan yerler oluyorlar... önemli diil tabi, yazmak veya yazmamak... neyse.
hayatta başarılar dilerim, selametle.
tesekkurler swordie.
Yorum Gönder
<< Home