Pazar, Eylül 24, 2006

korkunç ve görkemli yazar

"raskolnikov'u okuyan ve uzandığı kanepede bu hayaletler dünyası
karşısında keyifli korkular yaşayan, dostoyevski'nin gerçek okuru
değildir; bunun gibi, yazarın romanlarındaki psikolojiye hayranlık
duyup, dünya görüşü üzerine iyi yazılar kaleme alan bilgin ya da
uzman kişi de dostoyevski'nin gerçek okuru sayılamaz. dostoyevski,
ancak kendimizi berbat hissettiğimizde, acı çekebilme sınırımızın
sonuna varmışsak ve yaşamı bütünüyle alev alev yanan bir yara diye
algılıyorsak, eğer artık yalnızca çaresizliği soluyorsak ve
umutsuzluğun binbir ölümünü yaşamışsak, işte ancak o zaman okumamız gereken bir yazardır. ancak o zaman, yani acıdan yapayalnız kalmış, felce uğramış olarak yaşama baktığımızda, o vahşi ve güzel acımasızlığı içerisinde yaşamı artık anlayamaz olduğumuzda ve ondan hiçbir şey istemediğimizde, evet ancak o zaman bu korkunç ve görkemli yazarın müziğine açığız demektir. böyle bir durumda artık birer izleyici olmaktan, yalnızca okuduklarımızın tadına varıp onları değerlendirmekle yetinen kişiler olmaktan çıkmış, dostoyevski'nin eserlerindeki o zavallı ve yoksul kardeşlerin arasına katılmışız demektir; o zaman biz de onların acılarını çekeriz, onlarla birlikte, soluk bile almaksızın, yaşamın anaforuna, ölümün sonrasız öğüten değirmenine bakışlarımızı dikip kalırız. ve yine ancak o zaman dostoyevski'nin müziğine, bizi teselli etmek için söylediklerine, sevgisine kulak veririz; ancak o zaman onun korkutucu, çoğu kez cehennemden farksız dünyasının anlamını kavrarız.
"

[Hermann Hesse, 1925]

4 Comments:

Anonymous Adsız said...

işte nelly aynılarını ben de demiştim kendim kendime ama kimse duymamıştı..ve dosto bizi iyi bildi..
dosto nun küçük kızı nerde peki şimdi ?

Eylül 28, 2006 10:18 ÖÖ  
Blogger NeLLy said...

dosto'nun kucuk kizi'nin aziz ruhu cennet'ten gulumseyip el salliyor bize.

Eylül 28, 2006 12:11 ÖS  
Blogger aylak adam said...

ya bırak bu cennetten el salllıyor durumlarını :) sen asıl burada daha önce yazdığın yazılar nereye gitti onu söyle :)

Ekim 05, 2006 1:09 ÖS  
Blogger NeLLy said...

daga kacti, gargamel'in eline gecti, kazanda kaynadi corba oldu, sonra da inek icti.

Ekim 05, 2006 1:21 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home